image description

İKİ BUÇUK YAPRAK ÇAY KEŞFİ

Çay içmek kadar hasadı görmek de güzel. Doğu Karadeniz’de şimdi çay bahçeleri hareketlenmeye başladı. Bakımı yapılan ve gübresi dökülen bahçelerde Mayıs’tan itibaren hasat başlıyor. Çay, gündelik hayatımızın en vazgeçilmez, lezzetli sıvılarından biri. Sudan sonra en çok tüketileni hatta. Bazıları için çok tercih edilmese de birçok kişi için çay günün her saatinde vazgeçilmez bir içecek olarak yerini koruyor hala. Çay tarımı Doğu Karadeniz bölgesinde Artvin, Rize, Trabzon ve Giresun’da 75,8 bin hektarın üzeri bir alanda yapılıyor. Tarım alanlarının yüzde 90'lık bir bölümünde çay tarımı yapılan Rize ise Türkiye’deki çayın anavatanı. Gürcistan bölgesindeki çay çeşitleri ağırlıklı olarak Çin çeşitleri olmak üzere, Çin * Hind melezi (Camellia sinensis* Camellia assamica) ve bunlar da kendi aralarında uzun yıllardan beri açılımlar göstererek bölgeye uyumlu çay çeşitleri meydana getirdi. Doğu Karadeniz’deki çaylıklar, Çin varyetesi hâkim olmak üzere, aralarında önemli farklar bulunan çok sayıda tiplerden oluşuyor. Türkiye çay pazarı dünyanın tonajda 4. büyük çay pazarı ve dünyada kişi başı çay tüketiminde 1,8 kg ile Çin ve Hindistan’ın ardından 3. sırada yer alıyor. (Kaynak: Euromonitor, 2010). Türkiye nüfusunun %96’sı her gün çay içiyor.

Doğu Karadeniz’de sahilden başlayarak yüksek kesimlere doğru çıkıldığında her daim yeşil kalabilen görüntüsüyle öbek öbek çay tarlalarına rastlarsınız. Yaz başından itibaren bakımı yapılan, gübresi dökülen çay tarlalarında Mayıs ayında başlayan hasat, Eylül ayının sonlarına doğru tamamlanır. Coğrafi konumuna göre sahillerde bazen dört sürgün çay alınırken, yüksek kesimlerde bu üç ya da ikiye düşebiliyor.

Türkiye’de çayın beşiği elbette Rize. Yakın çevredeki il ve ilçelerde de elbette çay tarımı yapılıyor ama başat rol Rize’nin. Doğu Karadeniz’in bu en yüksek yağış alan ilinde çayın bereketi de bol oluyor haliyle. Sabahları erken saatlerde yağmura, soğuğa ya da güneşe aldırmadan yola çıkan kadınlar, yanlarında taşıdıkları, sepet ya da un çuvallarından bozma ilkel torbalarıyla çaylarını toplamaya gider. Bunların içine çayın en makbul yeri sayılan üst filizini( 2,5 yaprak çay) doldururlar. Belirli bir aşamaya gelindiğinde de çaylar, “sergi” denilen genişçe torbalara doldurulur. Bu sergiler bazen sırtta bazen de ilkel teleferiklerle çayın alınacağı çay alım merkezlerine taşınır. Burada eksperler gözetiminde çaylar alınır ve toplanan çaylar bir kamyona yüklenip, oradan işlenmesi için fabrikaya gönderilir.

Yolunuzu çay bahçelerine düşürün

Çokça kadınların bazen de kahve müptelası olmayan erkeklerin her yaz canhıraş bir biçimde tekrar ettiği bu ritüel, çay bahçelerine dağılmış insan görüntüleri açısından çok renkli bir ritüeldir. Çay bahçelerine kadınlı erkekli giden gruplar, bir taraftan Karadeniz’in dik ve engebeli arazilerinde çay toplamaya uğraşırken, bir taraftan gündelik yaşamın devamını sağlamak için evine koşturur, bazen de hepsinin sıkıntısını atabilmek için bir türkü söyler… Ancak kalabalık gruplarla gidilen çay toplama işlemleri genellikle çok eğlencelidir. Tabii çay toplama işlemine ara verildiğinde evden hazırlanmış kumanyalar da tüketilir bir şekilde. Sonrası yetiştirme, akşama kalmama telaşı. Bazen geç saatlere kadar büyük çay bahçelerindeki işlerini tamamlayıp, evlerine dönenleri görebilirsiniz, yüzlerindeki tatlı yoprgunlukla. Yolunuz Karadeniz’e düşerse mutlaka bir çay toplama seansına takılın. Bir taraftan her gün keyifle içtiğiniz çayların ne denli zorluklarla toplandığına tanıklık edersiniz bir taraftan da her zaman gülmeyi ve güldürmeyi bilen Karadenizlilerle keyifli saatler geçirebilirsiniz…Karadeniz her zaman dağ ve yayla demek değil elbette, çay bahçeleri de ilgiyi fazlasıyla hak ediyor.

 

YORUM YAPIN